FARZ NAMAZLARA DEVAM EDİLMEMESİNİN ÖNEMLİ YASAKLARDAN OLMASI VE BUNUN AĞIR EZİYETİ
Konu İle ilgili ayetler
“Namazlara ve orta namaza devam ediniz…” (Bakara 238)
“Eğer (küfürden) tevbe ederler, namazı güzelce kılarlar ve zekâtı da verirlerse, onları serbest bırakınız.” (Tevbe,5)[558]
Konu ile ilgili hadisler
1074. İbn Mes*ud’dan (r.a) şöyle rivayet edilmiştir: Rasûlullah’a (s.a) “Hangi amel daha faziletlidir?” diye sordum. Şöyle buyurdu: “Vaktinde
kılınan namazdır.” “Sonra hangisidir?” dediğimde; “Anne-babaya iyilik etmektir” buyurdu. “Sonra hangisi?” diye sordum. O da şöyle buyurdu: “Allah yolunda cihaddır.” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir.[559]
1075. İbn Ömer’den (r.a) Rasülullah’ın {s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “islâm beş temel esas üzerine kurulmuştur. (Bunlar): Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın RasûlU olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullah’ı haccetmek, ramazanda oruç tutmaktır.” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).[561]
İslâm beş direk üzerine kurulmuş bir çadıra benzetilmiştir. Çadırda her bir direk ne derece önemli ise, İslâm dininde de beş temel şartın her biri o kadar önemlidir. Çadır orta direkle yükselir ve onun miğferinde diğer direklerle ayakta durur. Dinin, diğer şartlarının etrafında döndüğü temel şart şahadettir. Allah’ın birliğine ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik etmektir. Bu olmayınca diğer şartların yerine getirilmesinin hiçbir önemi kalmaz.
tsiâm muazzam bir binaya benzetilmiştir. O binamn ayakta durabilmesi ve mukavemetini devam ettirebilmesi için binanın özelliğini ortaya koyan ana unsurlardan hiçbirisi yok edilemez. Bunun gibi İslâm’ın yüceliğini muhafaza edebilmek için de temel şanlarından hiçbiri noksanlaştırılmamaiıdır.
îslâm’m şartları olarak bilinen bu unsurlar çeşitli ayet ve hadislerde açıklanmıştır. Her birisini en güzel şekilde yerine getirmek, inanan ferdin görevidir.[562]
1076. İbn Ömer’den (r.a) Rasülullah’ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in O’nun elçisi olduğuna şahadet edinceye, namaz kıhncaya ve zekât verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. İnsanlar bunları yaptıkları zaman İslâm’ın hakkı hariç, bana karşı canları ve malları dokunulmazlık kazanır. (İç yüzlerinin) hesabı Allah’a aittir.” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).[563]
Hadis tahrici ve şerhi ile birlikte, “İnsanlar Hakkında Görünür Hallerine Göre Hüküm Verilir” bölümü 391 no’İu hadiste geçmiştir. Geniş bilgi için o konuya bakınız.[564]
1077. Muaz b. Cebel’den (r.a) şöyle rivayet edilmiştir: Rasûlullah benî Yemen’e gönderirken şöyle buyurdu: “Sen kitap ehlinden olan bir kavme gidiyorsun. Onları, Allah’tan başka İlâh olmadığına ve benim Allah’ın Ra-sûlü olduğuma şahadet etmeye davet et. Eğer onlar bu davete uyarlarsa Allah’ın günde beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını bildir. Bunu da kabul ederlerse Allah’ın kendilerine zenginlerden alınıp fakirlere verilen bir sadaka vermeyi farz kıldığını bildir. Eğer bunu da kabul ederlerse, sakın mallarının en iyisini almaya kalkışma. Aynca mazlumun bedduasından sakın. Çünkü bu beddua ile Allah arasında hiçbir perde yoktur.” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).[565]
Hadisin şerhi için “Zulmün Haramltğı Bölümü “210no’lu hadise bakınız.[566]
1078. Câbir’den (r.a) Rasûtullah’ı (s.a) şöyle buyururken işittiği rivayet edilmiştir: “Kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim rivayat etmiştir).[567]
“Bir müslümanı küfürden meneden şey, namaz kılmasıdır. Namazı bıraktı mı, artık o kimse ile şirk arasında engel kalmaz, küfre her an girebilir” anlamına gelen hadis, namazın Önemine işaret etmektedir.
Gerçekten namazı terkeden kimse onun farz olduğunu inkâr ediyorsa, bütün alimlerin ittifakı ile dinden çıkar. Farz olduğuna inanıp özründen kılmıyorsa, o zaman mesele alimler arasında ihtilaflıdır.
Küfre dalmaktan korkan kişi, namazı kılmakla küfürden korunmalıdır.[568]
1079. Büreyde’den (r.a) Rasühıllah’ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Onlarla aramızdaki alâmet namazdır. Namazı terkeden kimse kâfir olmuş olur.’ (Tirmizî rivayet etmiştir. Hadis, hasen, sahihtir demiştir).[569]
Hadis, zahirî ibadetlerden olan namazın önemine delil teşkil etmektedir. “Onlarla aramızdaki alâmet namazdır” cümlesinde “onlar” zahiri münafıklara gitmektedir. Yani, zahirde onlar da biz gibi namaz kıldıkları, cemaata geldikleri için onlara da müslüman muamelesi uygulanmaktadır. Zahirî eşitliğimizi yok edecek şey, namazı terketmeleridir. Namazı kılmazlarsa o zaman kâfirlerle münafıklar arasında bir fark kalmaz.
Farziyetini inkâr etmemek şartı ile tembellikle namazını terkeden ve bu halinden de üzüntü duyan müslümanın dinden çıkmadığına alimlerin çoğu fikir birliğinde bulunmuşlardır.[570]
1080. Büyük bir zat olduğunda ittifak edilen tabiînden Şakik b. Abdullah şöyle der: “Muhammed’in(s.a) sahâbîleri namazdan başka hiçbir İbadetin terk edilmesini küfür saymazlardı”. (Tirmizî rivayet etmiştir. Kitab’ul-Imân’da sahih isnadla rivayet etmiştir)[571]
———–
- [558] İhsan Özkes, İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yayıncılık: 4/313.
- [559] Buhûrî; Kilab’uUEdeb, Müslim; Kitab’ul-îiîiân
- İhsan Özkes, İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yayıncılık: 4/313-314.
- [560] İhsan Özkes, İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yayıncılık: 4/314.
- [561] Buhari; Kitab’uİ-lmân, Müslim: Kiîab’ut-îmân, 16, Ahrasdb.
- İhsan Özkes, İmam Nevevi, Riyaz’üs-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İslamoğlu Yayıncılık: 4/314. Ve Diğer Kaynaklar.Aynı eser [562—569]
Namaz dinin direğidir asla terk edilemez.Müslümanlar namaz kılarlar.